Tacettin DURMUŞ
Kafkas Üniversitesi (KAÜ) Kafkasya ve Orta Asya Araştırmalar Merkezi, Nahçıvan Özerk Cumhuriyetinin Kuruluşunun 100. yıldönümü nedeniyle panel düzenledi.
Üniversitenin Tıp Fakültesi Konferans Salonunda düzenlenen panelde KAÜ Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof.Dr. Elnur Hasan Mikail, Nahçıvan Devlet Üniversitesi öğretim üyeleri Prof.Dr. Sevinc Abbasova ve Emin Memmedov sunumlar yaptı.
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı ile Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Marşının okunmasının ardından KAÜ Kafkasya ve Orta Asya Araştırmalar Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hacali Necefoğlu, KAÜ Rektörü Prof.Hüsnü Kapu ve Azerbaycan Cumhuriyeti Kars Başkonsolosu Nuru Guliyev açılış konuşması gerçekleştirdi.
13 EKIM 1921 TARIHINDE IMZALANAN KARS ANTLAŞMASI'DIR
Doç.Dr İlkin Gulusoy’un moderatörrlüğünü yaptığı panelde KAÜ Kafkasya ve Orta Asya Araştırmalar Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hacali Necefoğlu açılış konuşması yaptı.
Necefoğlu konuşmasında Nahçıvan'ın tarih sahnesindeki yeri ve öneminin, sadece bölgesel değil, aynı zamanda uluslararası ilişkiler açısından da büyük bir öneme sahip olduğuna dikkat çekerek Tarih boyunca Nahçıvan’ın stratejik konumu, zengin kültürel mirası ve coğrafi değerleriyle dikkat çeken bir bölge olduğunu söyledi.
Nahçıvan'ın bu özellikleriyle bölgeyi pek çok farklı medeniyetin ve kültürün kesişme noktası haline getirmiş olduğuna da dikkat çeken KAÜ Kafkasya ve Orta Asya Araştırmalar Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hacali Necefoğlu konuşmasında şunları söyledi:
“Bu kesişim, bölgenin tarihini zenginleştirmiş ve Nahçıvan'ı bir kültür merkezi haline getirmiştir. Bu süreçte, Nahçıvan'ın kaderini belirleyen en önemli olaylardan biri, 13 Ekim 1921 tarihinde imzalanan Kars Antlaşması'dır. Kars Antlaşması, Nahçıvan'ın özerk bir bölge olarak Azerbaycan'a bağlanmasını sağlamıştır. Bu antlaşma, Nahçıvan'ın siyasi ve idari yapısının şekillenmesinde büyük rol oynamıştır.
Bu tarihi dönüm noktası, Nahçıvan'ın bugün sahip olduğu siyasi ve idari yapının temelini oluşturmuştur. Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti, bu antlaşma sayesinde kendi kimliğini koruyarak Azerbaycan'ın bir parçası olma fırsatını elde etmiştir. Nahçıvan'ın bu özerklik statüsü, bölgenin kültürel ve ekonomik gelişimini desteklemiş ve Nahçıvan'ı bölgesel bir cazibe merkezi haline getirmiştir.
Sovyet hakimiyetti yıllarında ermeniler defalarca Karabağ ile birlikte Nahçıvan'ın Ermenistan'a verilmesi talebinde bulunmuşlar. 1990'ların başında ise Sovyetlerin çöküşünü fırsat bilerek Nahçıvan'ı da ele geçirmeğe ceht etmiştiler. Fakat Ulu Önder Haydar Aliyev'in Nahçıvan yönetiminde olması ve müdrik siyaseti sayesinde onların kirli arzuları kursaklarında kaldı.
Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti, bugün modern altyapısı, eğitim ve sağlık alanındaki ilerlemeleri, ekonomik kalkınma projeleri ve kültürel etkinlikleri ile bölgenin örnek bir modeli olmuştur. Bu başarıların arkasında, Nahçıvan halkının özverisi ve çalışkanlığı yatmaktadır. Nahçıvan halkı, zorluklar karşısında gösterdiği dirayet ve azimle, bölgenin gelişimine büyük katkı sağlamıştır.
Bugün burada, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100. yılını kutlarken, sadece geçmişe değil, aynı zamanda geleceğe de bakmak zorundayız. Nahçıvan'ın geleceği, genç nesillerin elinde şekillenecektir. Bu genç nesiller, geçmişten aldıkları ilhamla, Nahçıvan'ı daha da ileriye taşıyacaklardır.
Eğitim, bilim, teknoloji ve kültür alanlarında yapılacak yatırımlar, Nahçıvan'ın geleceğini aydınlatacak ve bölgenin sürdürülebilir kalkınmasını sağlayacaktır. Nahçıvan'ın sahip olduğu potansiyeli en iyi şekilde değerlendirmek ve bu potansiyeli hayata geçirmek için hep birlikte çalışmalıyız. Bu hedeflere ulaşmak için uluslararası işbirlikleri ve projeler büyük önem taşımaktadır.
2009 yılında Nahçıvan'da düzenlenen Türk Devlet Başkanları Zirvesi'nde imzalanan Nahçıvan Anlaşması'yla bugünkü Türk Devletleri Teşkilatı'nın temeli atılmıştır. Burada Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev'in Türk Devletleri Teşkilatı hakkındaki sözlerini hatırlatmak isterim: "Bu, bizim için esas uluslararası teşkilattır, çünkü bu, bizim ailemizdir. Bizim başka ailemiz yoktur. Bizim ailemiz Türk dünyasıdır". Ne mutlu Nahçıvan'a ki, Türk Dünyasının temelinin atıldığı mekandır.
Nahçıvan'ın özerkliği, 1924 yılında ilan edilmiş ve bu özerklik, Nahçıvan'ın kendi varlığını koruması ve Azerbaycan'ın bir parçası olarak devam etmesi üzerinde önemli bir etkiye sahip olmuştur. Sovyet dönemi boyunca, bu özerklik, Nahçıvan'ın siyasi ve kültürel kimliğini muhafaza etmesine olanak sağlamıştır. Türkiye, Kars Antlaşması ile Nahçıvan'ın Azerbaycan'ın ayrılmaz bir parçası olarak kalmasını garantileyerek bu sürece önemli bir destek vermiştir. Özerklik, bu anlamda Nahçıvan'ın bölgesel ve uluslararası politikalar açısından stratejik önemini korumasını sağlamıştır. Günümüzde ise Nahçıvan'ın özerklik ve federe cumhuriyet statüsü, üniter Azerbaycan yapısı içinde bazı yeni düzenlemelere ihtiyaç duyulabileceği sinyallerini vermektedir. Devlet içinde bir devlet konumunda olan Nahçıvan, Azerbaycan'ın bütünlüğü ve merkezi yönetim ilkeleri çerçevesinde yeniden değerlendirilebilir.
Bugünkü kutlamalarımız, Nahçıvan'ın zengin tarihine ve kültürel mirasına duyduğumuz saygıyı ifade etmenin yanı sıra, geleceğe olan inancımızı da pekiştirmektedir.
Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100. yılını kutlamak üzere bir araya geldiğimiz bu özel günde, tüm katılımcılara teşekkürlerimi sunuyor, Nahçıvan'ın parlak geleceği için en iyi dileklerimi iletiyorum.”