Tacettin DURMUŞ
Dr. Mitat Durmuş, Kafkas Üniversitesi’nin (KAÜ) evsahipliğinde düzenlenen “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Kars’ı ziyaretinin 100. Yılı ve Anadolu Zaferi” konulu sempozyumun düzenleme kurulu başkanlığı görevini üstlendi.
Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı, Kafkas Üniversitesi Rektörlüğü, Kars Belediye Başkanlığı ve Kars Ticaret Odası Başkanlığı işbirliği ile gerçekleştirilen ve biri birinden değerli öğretim üyelerinin sunumlar yaptığı sempozyumda açılış konuşması yapan Mitat Durmuş, Kars’ın bir şiir ve şuur kenti olduğuna dikkat çekti.
Kafkas Üniversitesi Ahmet Arslan Kültür ve Kongre Salonunda gerçekleştirilen sempozyumun açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Mitat Durmuş, etkinliğin son derece verimli olduğunu belirterek, sempozyumun gerçekleşmesine destek veren kurumlara ve katılımcılara teşekkür etti.
“DEVLET DEDİĞİMİZ SİYASAL BİRLİK, ZİHNİ BİRLİKTELİKLERİN KRİSTALİZASYONUDUR
Mustafa Kemal Atatürk’ün 6 Ekim 2024 tarihinde Kars’a gelişini ayrıntılı bir şekilde anlatan Kafkas Üniversitesi öğretim görevlisi düzenleme kurulu başkanı Prof. Dr. Mitat Durmuş, “Devlet dediğimiz siyasal birlik, zihni birlikteliklerin kristalizasyonudur. Yani aynı değerler ve idealler etrafında toplanmış zihinsel birlikteliğe devlet denir. Bugün bu zihinsel birliğe katılarak devlet ruhunu taçlandırdığınız için teşekkür ediyorum. Sanat eserleri, bireysel duygu ve duyarlılığı toplumsal duygu ve duyarlılığa taşıyarak evrensel olana ulaştırır ve insanlık hafızasına kaydeder. Bu sebeple sanatla buluşan konu, sonsuza akmaya hak kazanmış olur. Bireysel olanı, ulusal ve evrensel niteliğe taşıyan sanat eseri ne denli önemli ise, bireyleri ulus bilinci etrafında kümeleyen konuların sanatla buluşması da o kadar önemlidir. Sanatla buluşamayan ya da sanatla işlenmemiş toplumsal yaşanmışlıklar ve konular unutulup gitmeye mahkûm olurlar. Bu bakımdan korunması ve geleceğe kalması istenen duygu ve düşüncelerin sanatla buluşması kaçınılmazdır." dedi.
İZMİRLİ MUSTAFA, “ANADOLU ZAFERİ YAHUT PANİK” ADLI DÖRT PERDELİK TİYATRO ESERİNİN ÖZEL CİLTLİ BİR NÜSHASINI LATİFE HANIM’A ARMAĞAN EDER
Bugünkü etkinliğimize konu olan eser, 24 Ağustos 1923’te Kars’ta görev yapan İzmirli Mustafa adlı genç bir subay tarafından Kars’ta yazılmış, Sarıkamış’ta basılmış, 6 Ekim 1924’te de Gazi Mustafa Kemal’in Kars ziyareti sırasında Latife Hanım’a imzalanarak armağan edilmiş ve sahneye taşınmış bir eserdir. Dönemin süreli yayınlarında adı anılan ancak kütüphanelerde izine rastlanmayan bu eser, tam 100 yıl sonra Atatürk Üniversitesi Kütüphanesinde tarafımızca bulunmuştur. Gazi Mustafa Kemal’in Kars’a gelişinin 100. yılına armağan olarak okurlarla buluşturulan bu eser, 100 yıl sonra yeniden bugün kısa bir kesitle sahneye konulacaktır.
BELEDİYE BAŞKANI OLAN CİHANGİRZADE İBRAHİM BEY, GAZİ MUSTAFA KEMAL’İ KARS’A DAVET EDER
Bilindiği üzere Gazi Mustafa Kemal, Milli Mücadele sonrası Anadolu’yu yakından görmek amacıyla 30 Ağustos 1924’te Dumlupınar’dan başlattığı ve “Sonbahar Gezileri” olarak anılan yurt gezilerine çıkmıştır. Mustafa Kemal Paşa’ya bu gezide eşi Latife Hanım da eşlik etmiştir. Mustafa Kemal Paşa ve maiyeti Dumlupınar’da şehitlik abidesinin temel atma törenine katıldıktan sonra Bursa’ya geçmişler, müteakiben Mudanya’dan Karadeniz’e hareket etmişlerdir.
15 Eylül günü Trabzon’a çıkan Mustafa Kemal Paşa, bölgede incelemelerine devam ederken kendisine Erzurum ve çevresinde büyük bir deprem olduğu ve bölgenin önemli oranda yıkıma uğradığı haber verilir.
Gazi Mustafa Kemal Paşa durumu öğrenir öğrenmez Erzurum Valiliği ve Belediye Başkanlığı’na bir telgraf göndererek, hadise hakkında malumat ister. Aynı gün verilen cevapta; halkın acılarının dinmesi ve moral bulmaları için Gazi Paşa’yı Erzurum’da görmek istedikleri, bundan dolayı da telgrafhanede geliş müjdelerini beklediklerini ifade etmişlerdir. Mustafa Kemal Paşa, Erzurum’a gönderdiği telgrafta bütün Karadeniz ve Akdeniz sahillerini kapsayacak şekilde çıktığı yurt gezisini bu elim hadise karşısında yarıda bıraktığını Trabzon-Erzurum yolunun iyi olmaması ve otomobil yokluğundan Samsun-Amasya-Sivas üzerinden hareket edeceği bilgisini Erzurum’a bildirmiştir.
Mondros Mütarekesi’nden sonra Kars’ta kurulmuş olan Cenûbîgarbî Kafkas Hükûmeti’nin Cumhurbaşkanlığı görevini yürüten ve Millî Mücadele’den sonra da Kars’ın ilk Belediye Başkanı olan Cihangirzade İbrahim Bey, Gazi Mustafa Kemal’e gönderdiği “Uzun senelerin istibdadı ile ecnebi idaresi altında ezilen ve anavatanına kavuşan vilayetimiz halkının elem ve ızdırabını yakinen görmek ve şükranını bizzat huzurunuzda arz etmek için, Trabzon’a kadar ihtiyar buyurulan külfetin Kars’a kadar devam ve temdidini, memleket namına arz-ı istirham ederim, efendim.” telgrafıyla Gazi Paşa’yı Kars’a davet eder.
Davete icabet eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 4 Ekim 1924’te Erzurum’dan hareket ederek, 7 saatlik bir yolculuktan sonra, akşam saat 18:00’de Sarıkamış’a varır. Burada Sarıkamış Belediye Reisi ve dönemin Türk Ocağı Sarıkamış Şube Başkanı Ragıp Şefik Çalkavur tarafından “Hoş geldiniz” hitabıyla karşılanır.
İşte o gün genç bir subay olan İzmirli Mustafa, Anadolu Zaferi Yahut Panik adlı dört perdelik tiyatro eserinin özel ciltli bir nüshasını Latife Hanım’a armağan eder. Kendisi de İzmirli olan Latife Hanım piyesi okuyarak çok beğenmiş ve ertesi gün yazarını takdir ederek teşekkürlerini sunmuştur.
“ŞARK CEPHESİ İBRET YERİ”
Kazım Karabekir Paşa tarafından Sarıkamış’ta kurulan ve tiyatro temsileri ile sinema gösterilerinin yapıldığı “Şark Cephesi İbret Yeri” denilen binada Mustafa Kemal ve mahiyetindekiler için tertip edilen ve Milli Mücadele’de halkın uğradığı zulmü anlatan, Erzurumlu şair Ömer Naci Damacı tarafından yazılmış olan Zeynep’in Dileği adlı üç perdelik tiyatro gösterisini izleyen Gazi Paşa, ertesi gün yani 6 Ekim 1924’te Kars’a gelir.
6 Ekim 1924 tarihine dikkatlerinizi çekmek isterim. Çünkü tam bir yıl önce 6 Ekim 1923’te İstanbul düşman işgalinden kurtarılmıştır.
Hâlide Nusret Zorlutuna, Bir Devrin Romanı’nda; o günün İstanbul’unu şöyle anlatır:
“Üç buçuk yıl kadar süren düşman kuvvetleri işgali, 6 Ekim 1923 tarihinde sona ermiş, şehre mağrurane girmiş olan düşman askerleri başları önde, yenilmiş, ezgin çıkıp gitmişlerdi. Refet Paşa kumandasında Türk askeri şehre girmişti; halk, “Allahüekber!” nidalarıyla coşmuş, sevinç gözyaşları dökerek askeri karşılıyor; asker, asırlarca önce Fatih Sultan'ın kumandasında İstanbul'a giren askerler gibi tekbir getiriyordu.
Ne muhteşem, ne unutulmaz bir manzara idi!
Mağazalarını düşman bayraklarıyla donatıp “Zito Venizelos!” diye haykıran hainler, sanki birden bire yerin dibine batmışlardı....” diyerek o günlerin İstanbul’unu anlatır ki, İstanbul’un düşman işgalinden kurtuluşunun yıl dönümünde Gazi Paşa Hazretlerini Kars’ta sınırın diğer ucunda sınır boylarında görürüz.
Sınır boylarında sınır taşı olmak, bir karakter meselesidir.
KARS HALKI, GAZİ PAŞA’YI; “HOŞ GELİŞLER OLA/ MUSTAFA KEMAL PAŞA!” DİYEREK KARŞILAR
Gazi Paşa’nın Kars ziyareti, uzun seneler savaş ve siyaset cereyanlarına sahne olan Kars şehri için müstesna bir gün olmanın ötesinde kurtarıcı ile kucaklaşma günü olarak da hafızalara kaydedilmiştir.
Kars halkı, Gazi Paşa’yı;
“Tebrik eyleriz Kars’a gelmeni
Bin sene yaşa, muhterem paşa
Baş eğip tamam tebrik eyleriz
Hoş gelişler ola / Hoş gelişler ola
Mustafa Kemal Paşa!
Askerin, milletin,
Bayrağınla çok yaşa! dedikleri Hoş Gelişler Ola Mustafa Kemal Paşa adlı şarkı ile karşılamışlardır. Bu şiir, bir şehrin Cumhuriyet ve Atatürk için yazdığı ilk şiirdir. Bu bakımdan Kars, herhangi bir şehir olmanın ötesinde bir şuur ve şiir şehridir.
Bu sebepledir ki, Gazi Mustafa Kemal Paşa, elli gün süren yurt gezisinden sonra, geziye ilişkin intibalarını; “Şark; söyleyebilirim ki Anadolu’nun bu köşesi, memleketin en mühim saydığımız noktalarından mincihetin yüz kere daha mühimdir. Hükümetimizin bu noktaya istihkak ettiği azami ehemmiyet ve dikkat atfetmesi ve ona göre bu havalinin ümran ve maarifini temin etmesi icap ediyor. Ben şahsen bunu temin için her ne mümkünse yapacağım.” der.
7 Ekim 1924’te sahnelenen Anadolu Zaferi Yahut Panik isimli tiyatroyu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, İsmet Paşa’nın, Musul meselesindeki kritik durumu anlatan telgrafıyla Kars’tan ayrıldığı için izleyememiştir.
100 yıl sonra bu akşam yeniden sahneye konulacak olan tiyatroda Gazi Paşa’nın ruhu bizlerle olacaktır şüphesiz.”