Tekin, bebek ekonomisinin yıllık cirosunun 12 milyar TL civarında olduğunu belirterek, yeni doğan bebeklerin aylık bakım masraflarının ortalama 10 bin lirayı bulduğunu vurguladı. En büyük gider kaleminin ise bebek bezi olduğuna işaret eden Tekin, "Pırlantadan vergi almayan Erdoğan, bebek bezinden, mamasından KDV almayı biliyor" ifadelerini kullandı.
Doğurganlık oranlarındaki düşüşü rakamlarla ortaya koyan Tekin, şunları kaydetti: "2002'de 2,38 olan toplam doğurganlık hızı, her geçen yıl gerileyerek 2023'te 1,51 seviyesine kadar indi. Yani Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın her fırsatta yaptığı 'üç çocuk' tavsiyesinin tam tersi bir durum söz konusu. Nüfus artışına rağmen, 2014'te 1 milyon 350 bin olan canlı doğum sayısı, 2023'te 958 bin 408'e geriledi." Bugün bir kez daha Türkiye İstatistik Kurumu'nun 2023 yılı doğum verilerini mercek altına alacağız. Rakamlar, Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'ın "üç çocuk" tavsiyesinin tam tersine, ülkemizde doğurganlık oranlarının ciddi şekilde düştüğünü ortaya koyuyor. Bu düşüşün arkasında yatan sebebi, iktidarın uzun zamandır sürdürdüğü ekonomik, siyasi ve sosyal krizlere bağlıyorum.
Öncelikle doğrudan rakamlara bakalım: 2023 yılında toplam doğurganlık hızı, yani bir kadının doğurgan dönemi boyunca doğurması beklenen ortalama çocuk sayısı 1,51 olarak gerçekleşmiş. 2001 yılında ise bu oran 2,38 çocuktu. 22 yıllık bir süre içinde tam 0,87 puanlık bir düşüş yaşanmış durumda. Bu oran nüfusun yenilenme düzeyi olan 2,10'un bile altında kaldı.
Canlı doğan bebek sayısına baktığımızda da benzer bir eğilim görüyoruz. 2023'te 958 bin 408 bebek dünyaya gelmiş. 2022'deki sayı ise 1 milyon 35 bin 795'ti. Geçtiğimiz sene ile kıyaslandığında 77 bin 387 daha az bebek doğmuş. Nüfus arttığı halde doğum sayılarının düşmesi düşündürücü.
Bir başka önemli gösterge de adölesan doğurganlık hızı. 15-19 yaş grubundaki her bin kız çocuğuna düşen ortalama doğum sayısını ifade eden bu oran 2001'de binde 49 iken, 2023'te binde 11'e kadar gerilemiş durumda.
Erken yaşta evlilikler ve doğumlar azalmış demek ki.
Peki neden böyle bir düşüş söz konusu? Çünkü AK Parti hükümetlerinin ekonomi, eğitim, istihdam ve sosyal politikaları insanlarımızın geleceğe dair umudunu zayıflattı. İnsanlar gelir seviyelerinin düşüklüğünden, hayat pahalılığından, işsizlikten ve eğitim sorunlarından şikayetçi. Böyle bir ortamda kimse çocuk sahibi olmak istemiyor.
Diğer yandan sadece niceliksel değil niteliksel bir sorun da var. Doğan çocukların eğitim, sağlık ve kültürel gelişim imkanlarının sınırlı olması da insanları çocuk sahibi olmaktan uzaklaştırıyor.
Bu tabloyu Sayın Erdoğan komplo teorileriyle değil, sağduyulu bir şekilde ele almalı. Halkın refah düzeyini yükselterek, iyi eğitim ve sağlık hizmetleri sunarak, umut veren politikalar izlemelidir. Böyle bir atmosfer yaratıldığında insanlar kendiliğinden aile kurmaya ve çocuk sahibi olmaya yönelecektir.
Sonuç olarak, AK Parti iktidarının 22 yıllık süreci boyunca doğurganlık oranlarındaki bu ciddi düşüş, başarısızlığın bir göstergesidir. Ülkenin her alanda içine sürüklendiği krizler dolayısıyla halkımız geleceğe umutla bakamaz duruma gelmiştir.” Dedi.