Suat Kılıç: Mısır'da yapılan, barış değil Trump Şov'dur!
Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Parti Sözcüsü Eski Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Partisinin Kars İl Başkanı İbrahim Çelik’in davetlisi olarak geldiği Kars’ta konuştu.
Kars İl Başkanlığında teşkilat mensuplarıyla bir araya gelen Suat Kılıç, gazetecilere açıklamada bulundu. Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan’ın Kars halkına gönderdiği selamlarını ileten Suat Kılıç, partisinin 16 Kasım 2025 Pazar Günü coşkuyla gerçekleştirilecek olan 3. Olağan Büyük Kongresine Kars halkını davet etti.
Kars’ta ülke ve dünya gündemini değerlendiren Suat Kılıç, İsrail’in Gazze’de Filistin halkına 2 yıldır uygulamış olduğu soykırımın ardından önceki gün Mısır’da yapılan barış görüşmelerinin barış değil bir Trump Şov olduğunu söyledi.
Barış adı verilen şovun, İsrail’i Hamas’tan kurtarmak dışında kime ne faydası olduğunu soran Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Parti Sözcüsü Eski Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç: “Bir gayreti hayata geçirmek üzere Kars’ta bulunuyoruz. Kars’ta bulunmam vesilesiyle de Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan’ın selamlarını Kars halkına iletiyoruz. Anka Haber Ajansı’nı da sesimizi tüm Kars’a fe Doğu Anadolu’ya duyurmak için bir vesile olarak görüyorum ve sesleniyorum. Karslı, Erzurumlu, Ardahanlı, Ağrılı ve Iğdırlı hemşehrilerim siz ve civar illere sesimizi duyurmak istiyorum. 16 Kasım 2025 Pazar ünü inşallah Ankara Spor Salonunda Yeniden Refah Paritemizin 3. Olağan Büyük Kongresini gerçekleştireceğiz. Bu kongrede hedefimiz 100 bin kişi ile bir arada olmaktır. 100 kişi ile Anadolu’nun sesini Ankara’da duyurmaktır. 100 bin kişi ile iktidar yürüyüşünü Ankara’dan başlatmaktır. Ya 2026 yılının ya da 2027 yılının erken seçim yılı olacağını değerlendiriyoruz. 2026 yada 2027 yılında yapılması muhtemel erken seçime hazırlıksız yakalanmak islemiyoruz. Bugün seçim olacakmış gibi gayretle çalışmaya devam ediyoruz. Sizleri de Ankara’ya bekliyoruz.
İktidarın doğrusuna doğru, yanlışına yanlış diyoruz
İktidarı doğrularına doğru diyoruz. Yanlışlarına da yanlışlarını da eleştiriyoruz. Genel Başkanımız Fatih Erbakan’ın siyaset yolunun başında dediği gibi siyasetimiz bellidir. Ama ne hikmetse iktidar doğrularını alkışladığımızda çok seviniyor ve mutlu oluyor da, yanlışlarına yanlış dediğimizde de çok kızıyor ve çok bozuluyorlar. Çok ta büyük tahammülsüzlük gösteriyorlar. Sadece AK Partililer değil, MHP’liler de yanlışa yanlış dediğimiz zaman kahrediyorlar. Kapağı açılmamış hakaretlerle, hiç söylenmemiş, kavgada bile sarf edilmeyecek sözleri sarf ediyorlar. Bizim eleştirilerimizden bu anlamda çok rahatsız oluyorlar. İşte şimdi Kars’tan söylüyorum; Mısır'da yapılan, ‘barış değil Trump Şov'dur! Barış adı verilen şovun, İsrail'i Hamas'tan kurtarmak dışında kime ne faydası var? Yıllardır öldürülen, aylardır aç bırakılan insanlar, bir yudum suya bir tas çorbaya kavuştu diye, biz de Netanyahu gibi Trump'ı ayakta mı alkışlayacağız?
Trump, Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan etti.
Golan Tepeleri'ni İsrail toprağı olarak tanıdığını ilan etti. Batı Şeria'daki İsrail işgalini meşrulaştırdı. Filistin'i devlet olarak tanımadı. Mahmud Abbas'ın adını bile anmadı. ‘Adını ilk kez duyduğum silahları Bibi'ye verdim. O da bunları Gazze'de çok iyi kullandı" dedi. Adeta ‘Aferin Bibi'ye, o çok iyi öldürüyor. Soykırım konusunda çok başarılı’ dedi. Yahu anlamıyor musunuz? Netanyahu ne kadar katilse Trump da o kadar katildir.
İsrail ne kadar savaş suçlusu ise Amerika da o kadar savaş suçlusudur. Gözlerimizin önünde yaşananlara, kulaklarımızın duyduğu soykırım itiraflarına rağmen... Pakistan'ın çaresiz durumdaki başbakanı gibi biz de Trump adlı azılı siyonist işbirlikçiyi Nobel Barış Ödülü'ne aday mı gösterelim?
Barış olduysa soruyoruz: Filistin özgür oldu mu? Kudüs başkent oldu mu?
İsrail işgal ettiği toprakları terk edecek mi?
Netanyahu ve kabinesi ölümlerin, yıkımların hesabını verecek mi? Gazzeliler'in evleri, okulları, hastaneleri, camileri yeniden inşa edilecek mi?
Korkarım, tam aksine yaptıkları yanlarına kar kalacak, herkes evine döndüğünde savaş kaldığı yerden başlayacak.
Trump İsrail ve Mısır'a selden kütük kapmaya gitti.
Üç bin yıllık siyonist hayallerin kendi sayesinde gerçekleştiğini ilan etmeye gitti.
Bibi'yi yargılanmaktan kurtarmaya gitti.
Dünyanın gözleri önünde Cumhurbaşkanı Herzog'dan Katil Bibi'yi affetmesini istedi.
Bu hikayeden destan çıkarmaya çalışanlara soruyorum:
Bizim gördüklerimizi siz görmüyor musunuz?
Bizim duyduklarımızı siz duymuyor musunuz?
Umarım biz yanılırız, siz haklı çıkarsınız.
İnşallah diyorum, biz yanılırız siz haklı çıkarsınız.”