Eğitim Sen “şiddet olgusu eğitim kurumlarını, okulları ve öğretmenleri de hedef almış durumda”

Eğitim Sen “şiddet olgusu eğitim kurumlarını, okulları ve öğretmenleri de hedef almış durumda”

İstanbul Eyüp’te ki özel bir lisede silahlı saldırı sonucu eğitimci İbrahim Oktugan’ın yaşamını yitirmesinin yankısı Yurt genelinde olduğu gibi Kars’ta da devam ediyor.

Tacettin DURMUŞ

Kars’ta Eğitim Sen ile birlikte şehirde faaliyet gösteren Eğitim Sendikaları saldırıyı kınamak adına iş bırakma eylemi yaparak basın açıklamaları gerçekleştirdi.

Eğitim Sen üyesi eğitim emekçileri Kars Milli Eğitim Müdürlüğü bir araya gelerek basın açıklaması yaptı. Öğretmenler ellerinde taşıdıkları pankartlarla ve attıkları sloganlarla İbrahim Oktugan’a yapılan saldırıyı kınadı.

Yener Tanrıverdi Eğitim Sen Kars Şubesi Yürütme Kurulu adına okuduğu basın açıklamasında okulda şiddetin hedefi olan bir meslektaşlarının daha hayatını kaybettiğine dikkat çekerek, okulda şiddetin sona ermesi ve can güvenliklerinin sağlanması çağrısında bulundu.

Toplum olarak hayatımızın her aşamasında yer alan şiddet olgusunun, eğitim kurumlarını, okulları ve öğretmenleri de hedef almış durumda olduğuna vurgu yapan Tanrıverdi şunları söyledi:

Toplum olarak hayatımızın her aşamasında evde, sokakta, iş yerlerinde her gün karşı karşıya kaldığımız şiddet olgusunun uzun süredir okullarımızı da sarmalamış olması çok sayıda meslektaşımızın şiddetin hedefi haline gelmesine neden olmaktadır. Öncelikle kabul etmek gerekir ki okullarımızın sık sık şiddet haberleriyle gündeme gelmesinde başta Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) olmak üzere tüm yetkililerin, hatta toplumun tüm kesimlerinin sorumluluğu vardır. Toplum olarak hayatımızın her aşamasında yer alan şiddet olgusu, eğitim kurumlarını, okullarımızı ve öğretmenlerimizi de hedef almış durumdadır.

Yaşanan bu şiddet olayları adeta bir bakanlık politikasına dönüştürülen eğitim emekçilerinin itibarsızlaştırılmasından ayrı düşünülemez. Bugün bir eğitim emekçisini hayattan koparan ne basit bir öfke krizi, ne failin öğrenci ya da veli oluşu, ne de öğrencinin uyruğu ile ilgilidir. Bizzat bakanın yaptığı açıklamalarda eğitim sisteminde yaşanan olumsuzlukların temel nedeni olarak öğretmenleri göstermesi, CİMER uygulamasının velilerin elinde bir sopaya dönüştürülmesi, MEB’in eğitimde yaşanan sorunlara çözüm üretmek yerine öğretmenleri ve idarecileri veli/öğrenci karşısında tek muhatap olarak bırakması, bugün yaşananlara zemin oluşturmuştur.

Yıllardır yaptığımız tüm uyarılara rağmen alınmayan önlemler nedeniyle dün 40 yılını çocukların eğitimine adamış bir öğretmen arkadaşımızı, maalesef bakanlığın ideolojik örgütlenme alanına çevirdiği, yap boz tahtasına dönüştürdüğü eğitim politikalarının sonucu olarak kaybetmiş olmanın derin üzüntüsünü yaşıyoruz.

Okullarda yaşanan şiddetin ve eğitim emekçilerine yönelik saldırıların önlenebilmesi, öncelikle her fırsatta eğitim emekçilerini hedef haline getiren politika ve uygulamalara son verilmesinden geçmektedir. Türkiye’nin her yerinde eğitim kurumlarında birbirine benzer şekillerde eğitim emekçilerini hedef alan şiddet olaylarının yaşanması, şiddetin arkasındaki nedenlerin ortaya çıkarılmasını, eğitim kurumlarında eğitim emekçilerinin can güvenliğinin sağlanmasını gerektirmektedir. Okulda şiddet olaylarının son bulması için MEB’i acilen harekete geçmeye ve önlem almaya çağırıyoruz.

Eğitim emekçilerinin, başta MEB olmak üzere eğitim sendikalarının ve tüm toplum kesimlerinin desteğini hissetmeye ihtiyaçları vardır. Eğitim kurumlarının tümünde, şiddetle mücadele etmek için alınması gereken somut önlemleri, ne yapılacağını ve nasıl önleneceğini gösteren bir eylem planı olmalıdır.

Eğitim emekçilerine yönelik şiddet konusunda Eğitim Sen olarak başta eğitim sendikaları olmak üzere, tüm demokratik kamuoyunu birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.

Bugün iş yerlerinde siyah kurdele/kokart takıp giderek tepkimizi dile getiren metnimizi okuduk,

Genel başkanımız aracılığıyla diğer sendikaların başkanlarını arayarak ortaklaşma davetinde bulunduk,

Bugün İstanbul’da düzenlenecek cenaze törenine MYK düzeyinde ve İstanbul şubelerimiz kitlesel katılım sağlayacaktır,

Perşembe günü mecliste partiler ziyaret edilerek basın toplantısı yapılacaktır.

Cuma günü 1 gün iş bırakarak, Ankara şubelerimizin de katılımıyla MEB önünde, diğer illerde de şubelerimizin belirleyeceği yerlerde olacağız.

Eğitim Sen olarak İbrahim Oktugan öğretmenimizin ailesi başta olmak üzere tüm meslektaşlarımıza ve eğitim camiasına başsağlığı diliyor, okullarda yaşanan şiddetin sona ermesini ve can güvenliğimizin sağlanmasını talep ediyoruz.”